Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Kış bitene kadar “BAĞIŞ” yazıp 2868’e ya da “UN” yazıp 3072’ye yollayalım! 

Aslına bakarsanız bu yazıyı yazmak benim için o kadar zül ki, bırakın beni, bu ülkede böyle bir yazıyı kaleme almak zorunda kalınmış olması başlı başına günlerce, haftalarca, aylarca konuşulması tartışılması gereken bir zarurettir! 

Belki de bu gerçeğimizden kaça kaça nihayetinde bizi biz yapan, eğer bir zerre itibarımız varsa, bize miras kalan hasetlerimizden kaynaklandığını bilemememiz bizi bu hale getirdi! 

Dört kıtaya hükmetmiş, adaleti, merhameti ile nam salmış bir medeniyetin, kültürün çocukları ırzını, namusunu kurtarmak için kendisine sığınmış insanlar üzerinden dert yanar, dahası #suriyelilerdefol diye koro halinde bağırabilir! 

Evet, bugün bizim ülkemizde siyasilerimizden tutun da hocalarımız, artistlerimiz, amirlerimiz, memurlarımız, kendilerini anlamlaştıran değerleri, hasletleri bir kenara bırakmış, adeta kendilerini inkar eder hale gelmişler! 

Yok efendim, deniz kenarlarında nargile keyfi yapıyorlarmış! 

Yok efendim, falanmış filanmış... 

Oysa cibilliyetsizliğin, haysiyetsizliğin, vicdansızlığın ne milliyeti vardır, ne de dini imanı! 

Bugün, adı Suriyeliler olan o cibilliyetsizler bizim içimizden çıkmadı mı? 

Hala da çıkmıyorlar mı? 

Alın Diyarbakır’da HDP binasının önünde evlat acısıyla ciğerleri yanan anaların çocuklarını kaçırıp, o anaların ciğerlerini yakanlar, bizim cibilliyetsizler, vicdansızlar, ahlaksızlar değil mi? 

Bu hal bize yakışmadı, yakışmıyor, yakışmayacak da! 

Dahası, birileri medeniyet kardeşlerimizle bizim aramıza dinamitler döşüyor ve bizleri paramparça ediyor! 

Birkaç gün önce Kilis Elbeyli Konteyner Kentini ve Azez’de bulunan kampları ziyaret ettim, sonrasında da İHH’nın koordinasyon merkezine uğradım! 

Muhteşem bir manzara, kızlı erkekli pırıl pırıl gençler, çağdaşları sayfiyelik yerlerde tatil yapma keyfini sürerken onlar bu kamplara ekmek, yemek için erzak topluyorlar, yemek pişiriyor! 

Çoğu belki de kendi evlerinde bulaşık yıkamamıştır ama burada bulaşık yıkıyor! 

Ayrılmak üzereyken tesisin deposuna girdim ki, erzak deposu neredeyse bom boş... 

Neden böyle diye sorduğumda, “Tezviratlar yüzünden  yardımlar azaldı” cevabını aldım! 

Bunun anlamı Ne biliyor musunuz? 

Bebeklerin aç kalması...! 

Yeter mi? 

Bir de kış geldi gelecek! 

Birileri koro halinde bağıra bağıra o bebekleri aç bırakmayı başarırken, biz aciz miyiz? 

Peki, susacak mıyız? 

Eğer, aciz değilsek ki, değiliz! 

Susmayacağız, susmamalıyız! 

O halde kış çıkana kadar evimize ekmek aldıktan sonra bir mesajla, tüm GSM OPERATÖRLERİNDEN Türk Kızılayı için  YARDIM yazıp 2868’ye, İHH için SURİYE yazıp 3072 ‘ye mesaj atıp bu kardeşlerimize ekmek yollayalım! 

Allah hayırlarınızı şimdiden kabul etsin inşallah!